Son zamanlarda gençler arasında popüler hale gelen “metro sörfü”, ciddi tehlikeleri beraberinde getiriyor. Genellikle metro trenlerinin hareket halinde olduğu anlarda rayların üzerinde durarak veya trene tutunarak yapılan bu tehlikeli aktivite, her geçen gün daha fazla can alıyor. Geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olay, bu oyunun ne denli tehlikeli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi: 15 yaşındaki bir çocuk, metro sörfü yaparken hayatını kaybetti.
Metro sörfü, gençlerin adrenalini yükseltmek için tercih ettiği, yasalara ve güvenliğe tamamen aykırı bir davranış biçimidir. Gençler, metro trenlerinin üstünde veya yanlarında poz vermek, sosyal medyada ilgi çekmek için bu tür tehlikeli eylemlere yöneliyor. Ancak bu heyecan, bir andan trajediye dönüşebiliyor. Çocukların bu aktiviteye yönelmelerinin sebepleri arasında, sosyal medya baskısı, cesaret gösterme isteği ve arkadaş çevresinin etkisi gibi faktörler bulunuyor.
Bu tür olaylar, sadece kurban için değil, aynı zamanda etrafındaki insanlar içinde son derece travmatik sonuçlar doğurabiliyor. Olayın yaşandığı şehirdeki yetkililer, gençlerin bu gibi tehlikeli davranışlardan uzak durmaları konusunda uyarılarda bulunuyor. Eğitim kurumları ve aileler, çocukları bilinçlendirmek ve güvenli yaşam alışkanlıkları kazandırmak adına çaba sarf etmelidir. Metro sörfü gibi tehlikeli aktivitelerin yaygınlığı, gençlerin hayatını kaybetmesine neden olan katkı maddesi oluyor.
Her bireyin sorumluluğu olduğunun bilincinde olunması gerekiyor. Aileler, çocuklarının aktivitelerine daha fazla dikkat etmeli ve güvenliği öncelik haline getirmelidir. Sosyal medya platformları, gençler arasında bu tür eylemlerin yayılmasına sebep olan bir mecra haline gelmiştir. Gençlerin bu tür içeriklerle karşılaşmalarını engellemek ve onlara bu tehlikeler hakkında bilgi vermek, ailelerin önemli sorumlulukları arasında yer almaktadır.
Diğer yandan, eğitim kurumları da bu konuda üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. Okullarda düzenlenecek seminerler, etkinlikler ve bilgilendirme programları, gençlerin bilinçlenmesine yardımcı olabilir. “Metro sörfü” gibi tehlikeli aktivitelerin artışı, sadece bireylerin bilinçlenmemesi ile değil, aynı zamanda toplumun bu durumu normalleştirmesi ile de alakalıdır.
Sonuç olarak, 15 yaşındaki çocuğun trajik ölümü, metro sörfü gibi tehlikeli aktivitelerin bir kez daha gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Gençlerin güvenliği, aileler, eğitim kurumları ve toplumun diğer kesimlerinin iş birliği ile sağlanabilir. Unutulmamalıdır ki, heyecan arayışı tehlikeli bir sona yol açma potansiyeline sahiptir. Bu gibi olayların önüne geçebilmek için herkesin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekiyor.