Son dönemde artan jeopolitik gerilimler, Orta Doğu’da çeşitli ülkeler arasında çatışmaların yükselmesine neden oldu. Bu durumun en somut örneklerinden biri de, İsrail’in Suriye’de gerçekleştirdiği hava saldırılarıdır. Bu konuda konuşan BM Eski Genel Sekreteri Ban Ki-mun’un danışmanı, Türk diplomat İsmail Keçeli, bu saldırıların derhal durdurulması gerektiğini vurguladı. Keçeli, bu tür eylemlerin sadece bölgedeki gerginliği artırmakla kalmayıp, uluslararası barışı da tehdit ettiğini belirtti.
İsrail’in Suriye’ye yönelik hava saldırıları, yalnızca Suriye’nin iç dengelerini değil, aynı zamanda komşu ülkelerdeki güvenlik durumunu da etkilemektedir. Keçeli, Suriye’nin yaşadığı iç karışıklıkların yanı sıra, bu saldırıların bölgede yeni bir çatışma ortamı yaratabileceği konusunda uyarıda bulundu. Özellikle İran ve Rusya’nın Suriye’deki varlıkları, bu tür askeri müdahaleleri daha da karmaşık hale getiriyor. Uluslararası toplumun bu duruma sessiz kalması, durumu daha da tehlikeli bir hale getirebilir.
Keçeli’nin belirttiği gibi, İsrail’in hava saldırıları, Suriye’nin egemenliğini ihlal etmekte ve uluslararası hukukun temel ilkelerine aykırı olarak algılanmaktadır. Saldırıların gerekçesi olarak öne sürülen terörle mücadele söylemleri, pek çok uluslararası gözlemci tarafından sorgulanmaktadır. Uluslararası toplum, kesin bir duruş sergilemeli ve bu tür eylemleri kınamalıdır. Keçeli, barışçıl çözüm yollarının mutlaka bulunması gerektiğinin altını çizecek şekilde, diplomasi ve diyalog yoluyla sorunların çözülmesinin elzem olduğunu ifade etti.
Bölgede kalıcı bir barış sağlamak için atılması gereken adımlar arasında, taraflar arasında diyalog kurulması ve sorunların masada çözülmesi öneriliyor. Keçeli, uluslararası aktörlerin bu sürece dahil olmasının önemine dikkat çekerek, yalnızca askeri güç kullanarak elde edilecek kazanımların uzun vadede kalıcı olmayacağına inandığını belirtti. Diplomasi yoluyla sürdürülebilir bir çözüm sağlamak, sadece Suriye için değil, komşu ülkeler için de istikrarın temin edilmesinde kritik bir rol oynayacaktır.
Dünya genelinde barışın sağlanabilmesi için tüm ülkelerin iş birliği içerisinde çalışması gerektiğini ifade eden Keçeli, uluslararası hukukun ihlal edilmesine karşı uygulanan yaptırımların güçlendirilmesi gerektiğini dile getirdi. Bu bağlamda, Suriye’nin egemenliğine saygı gösterilmesi ve bu tür saldırıların durdurulması, uluslararası güvenliğin sağlanması açısından son derece önemlidir. Ortadoğu’da kalıcı bir barış sağlanamadan, bu tür yerel çatışmaların uluslararası boyuta taşınması kaçınılmaz olacaktır.
Keçeli’nin açıklamaları, dünya genelindeki pek çok uzman tarafından dikkatle takip edilmekte ve tartışılmaktadır. Barış sürecinde katılımcı olmanın, tüm taraflar için faydalı olacağına inanan Keçeli, gelecekteki tüm süreçlerin ülkelerin kendi aralarındaki iş birliği ve anlayış çerçevesinde şekillenmesinin gerekliliğini vurguladı. Gerilimin azaltılması ve kalıcı bir barış ortamının sağlanması, yalnızca bölgedeki ülkeler için değil, tüm dünya için hayati bir öneme sahiptir.
İsrail’in Suriye üzerindeki hava saldırılarının son bulması, El Kaide ve IŞİD gibi terör örgütleriyle mücadelede de önemli bir adım olacaktır. Bu bağlamda, Keçeli, terörizmle mücadelede uluslararası dayanışmanın artırılması ve barışçıl yöntemlerin ön planda tutulması gerektiğini savundu. Bölgede huzurun sağlanabilmesi için askeri müdahalelere değil, diyalog ve müzakere süreçlerine öncelik verilmesi gerektiği düşüncesi giderek yaygınlaşmaktadır.
Keçeli’nin uyarıları, uluslararası camiada yankı bulurken, yaşanan olaylara duyarlılık gösterilmesi ve diplomatik çözümler üzerinde yoğunlaşılması gerektiği vurgulanmaktadır. Bölgede kalıcı bir barış sağlamak, yalnızca askeri çözümlerle değil, aynı zamanda güçlü bir diplomasi ile mümkün olacaktır. Özetle, Keçeli’nin ifadeleri, barış arayışlarının aktif bir şekilde sürdürülmesi gerektiğini ve bu konuda herkesin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmaktadır.