Denizli'de yaşanan bir olay, şiddetin aile içindeki yıkıcı etkilerini bir kez daha gözler önüne serdi. 30 yaşındaki şizofren doktor İ.A.’nın, yatalak durumdaki annesi M.A.’yı döverek komaya sokması, toplumda geniş yankı uyandırdı. Bu vahim olay, yalnızca ailenin değil, toplumun da duygusal dengesini sarsacak boyutta. İ.A., ailesi tarafından evdeki şiddet vakalarının önüne geçmek için yakından takip edilmesine rağmen, hastalığı ve yaşadığı psikolojik durum nedeniyle bu durumu kontrol altına almakta zorlandı. Olayın ardından tutuklanan doktorun mahkemeye çıkarılması bekleniyor.
İ.A., uzun süredir şizofreni tedavisi görmekte olan bir hekim. Annesi M.A., geçirdiği bir kaza sonucu yatalak kalmış ve tamamen bakıma muhtaç hale gelmişti. Önceleri, aile içinde bireylerin birbirlerini desteklemesi beklenirken, zamanla İ.A.'nın hastalığı ilerledi ve bu süreçte şiddet eğiliminin yükselmesiyle birlikte kötü sonuçlar kaçınılmaz hale geldi. İ.A., bir süre sonra annesine karşı aşırı bir öfke ve güçlü bir saldırganlık hissi geliştirdi. Bu durum, ailesinin büyük bir endişe duymasına neden oldu. Yer yer İ.A.’nın tedaviye uyum göstermediği ve ilaçlarını almadığı da bildirilmekte.
Olayın olduğu gün, İ.A.'nın psikolojik durumu bir kez daha kontrol altına alınmadı. Komşuların ifadesine göre, evden gelen sesler oldukça rahatsız edici ve korkutucuydu. Durumun ciddiyeti anlaşılınca, aile yakınları durumu hemen yetkililere bildirmek zorunda kaldı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, M.A.'yı ağır yaralı halde buldu. Hastaneye kaldırılan M.A., acil müdaheleye rağmen komaya girdi. Şizofren doktorun alkol veya madde etkisi altında olup olmadığı ise yapılan incelemeler neticesinde belirlenecek.
Olayı takip eden avukatlar ve hukuk uzmanları, şizofreni hastalarının çoğu zaman toplumsal damgalama ve yetersiz destekten mustarip olduğunu vurguluyor. Ancak, bu durumun affedilir bir tarafı olmadığını da belirtiyorlar. İ.A. hakkında, “annelik” gibi kutsal bir kavram üzerinden yürütülecek hukuksal sürecin nasıl ilerleyeceği merak konusu. İ.A.’nın savunması, tıbbi geçmişi ve psikolojik durumu göz önüne alınarak yapılacak.
Toplumda, bu tür ailevi şiddet olaylarının azaltılması için daha fazla tedbir alınması gerektiği düşünülüyor. Uzmanlar, toplumda mental sağlığın önemine dikkat çekerek, doğru sağlık politikalarının uygulanmadığı sürece benzer olayların yaşanabileceğini dile getirmekte. Denizli'deki bu korkunç olay, aile içi şiddetin engellenmesi adına bir uyarı niteliğinde. Birçok kişi, hem devletin hem de toplumun şizofreni ve diğer psikolojik rahatsızlıklarla ilgili daha çok bilgi sahibi olması gerektiğini savunuyor.
Sonuç olarak, Denizli’deki bu vahim olay, pek çok soru işaretiyle birlikte derin izler bıraktı. Annesinin sağlığı tehlike altındayken tutuklanan doktor İ.A.’nın yargı süreci toplumun merakla takip edeceği bir konu haline geldi. Tedavi sürecinin nasıl işleyeceği ve sonunda hangi karara varılacağı ise, sanığın durumu kadar ailesinin geleceği açısından da yakından takip edilecek.